
Hiç şüphesiz bugünlerde piyasalarda en çok sorulan soru kurlardaki artış nereye varır?
Dolarda seçim sonrası hızlı artış bekleyenlerin tahminleri ve raporların ortalaması yaklaşık 24-25 lira düzeyindeydi… Neredeyse gelindi… Yeterli mi?
Bunun tek bir yanıtı yok. İşin açıkçası nasıl davranacaklarına bağlı… Faizi yükseltecekleri kesin de önemli olan bunu nasıl yapacakları… Yavaş yavaş yaparlarsa piyasaların kaçar tadı… Hızlı yaparlarsa birçok şirket kaldıramaz o zararı…
Maalesef seçimin üzerinden hatırı sayılır bir süre geçmesine rağmen Türkiye’deki Türk lirasının faizini kimse bilmiyor. Her yerde farklı bir faiz var. Haliyle hiçbir finansal hesap yapılamıyor. Riskler yönetilemiyor.
Yaşanan belirsizlik küçük adımlarla yapılacak faiz artırımlarıyla devam ederse bu durum ciddi anlamda tat kaçırır. Hem yerli hem yabancı yatırımcıları beklemeye iter ki Türkiye’nin geniş takılma gibi bir lükse sahip olmadığı aşikar…
Bela üç vakte kapıda!
Nitekim faizlerde önemli olan seviye yatırımcıların ellerindeki dövizi bozdurmaya razı olacakları bir düzey olmalı ve çabuk davranılmalı… Nitekim bu işin resmi tarafı…
Oysa piyasa fiyatlamaları bize bir şey anlatmaya çalışıyor. Klasik film sahnesidir. Her daim sahiplerinden daha zeki ve bir adım önde olan köpek heyecanla gelir, hoplar, zıplar. Bilmiş velet; “Galiba bize bir şey anlatmaya çalışıyor” der.
Köpek, maymuna dönmüş hoplayıp, zıplıyor, o hala “galiba” diyor. Ne zaman haksız çıkmış ki çok amaçlı İsviçre çakısı gibi olan köpek? Belli ki işi biliyor!
İşte bizim piyasalar da öyle… Hem dolar artıyor. Hem faizler yükseliyor. Yani piyasalar hem hopluyor hem de zıplıyor. İkisinin birden olması iyiye işaret değildir… Üç vakte bela getirir. Bu durumu acilen durdurmak gerekir.
Her yerimiz açık bir kısmetimiz kapalı!
Mevduat faizleri yüzde 40 ile yüzde 50 arasında değişmesi ve her geçen gün daha da yukarı gitmesi sizce hayra alamet mi?
Oysa dolar son 1 ayda 4 lira arttı. Harareti yüksek faiz bile durduramadı. Müdahaleler tekrar başladı. Mesela dolar 25 lira olsa sahipleri bozar mı? Ya 26 veya 27’de Türk Lirası’na geçmek onlara uyar mı?
Göstergeler dur bekle diyor hala… Yabancı gelmez düzelme yaşanmazsa… Bir ekonomi için en ürkütücü tablo çifte açık vermesidir.
Hem cari açık hem de bütçe açığı veriliyorsa kısık ateşte yavaş yavaş un, şeker, yağ kavrulmaya başlanabilir. Zira bizde dahası söz konusu… Tasarruf, yatırım, kredi, döviz pozisyon açıkları da söz konusu… Helvaya fıstık ilave edilip sunuldu…
Ne döviz ne faiz
Yıllarca söyledik durduk. Problem artık tek başına ne faiz ne döviz ne enflasyon ne hazine yönetimi ne maliye ne ekonomi yönetimi…
Sorun hepsi ve hiçbiri… Tek başlarına bir anlam taşımıyorlar. Düzeltebilecek bir sistem ve zihniyet arıyorlar.
İşte burada döviz ve faiz fiyatlamalarında yönetim anlayışı çıkıyor karşımıza… Piyasanın bundan sonra gözlemleyeceği unsur Mehmet Şimşek’in bağımsız mı hareket edeceği… Merkez Bankası dolayısıyla Gaye Hanım’ın önüne engel çıkarılıp çıkarılmayacağı…
Eğer sonuç olumlu olursa diğer sorunlara odaklanılır, maç başlar. Eski alışkanlıklar devam ederse ekonomi hükmen yenik sayılır ve duvara çarpar.
Yazının devamı için Doları Düşürme Planı İşe Yarar Mı?